4 Ekim 2012 Perşembe

ev yapımı bebek kurabiyeleri



KAYISILI BEBE BİSKÜVİSİ (20 adet)
  • 1 çay bardağı kayısı püresi (3 adet günkurusu kayısıdan yapılıyor)
  • 4 yemek kaşığı tereyağı (süt alerjisi varsa 1/2 çay bardağı zeytinyağı olabilir)
  • 1/2 çay bardağı irmik
  • 1,5 çay bardağı pirinç unu (dr oetker 5'li paket kullanırsanız 2 poşete denk geliyor)
  • 1,5 çay bardağı un
  • 1 çay bardağı ince çekilmiş ceviz içi
Kayısı püresini hazırlamak için 3 adet kuru kayısıyı 1 su bardağı su ile haşlıyoruz. İyice haşlanan kayısıları tel süzgeçten geçirip bir çay bardağına alıyoruz. Çay bardağının üstü tamamlanıncaya kadar üzerine kayısıları haşladığımız sudan ilave ediyoruz. Marmelat kıvamında bir püre oluyor. 
Püre ve diğer malzemelerimizi bir kaba alarak hamuru yoğuruyoruz. Klasik kulak memesi kıvamın bir hamur elde ediyoruz. Hamur çok katı olup toparlanmıyorsa biraz kayısıların haşlandığı sudan ekleyebiliriz. Hamur cıvık olduysa da biraz un ekleyebiliriz.
Ele yapışmayacak kıvama gelen hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar kopararak şekillendiriyoruz. Biz daha çok diş kaşıma amacıyla kullandığımızdan finger bisküviye benzetiyorum. Eliyle yiyecekse yuvarlak da olabilir. 
Önceden 175 dereceye ısıttığımız fırında 20-25 dakika pişiriyoruz. Bu bir bisküvi olduğu için gevrek pişmesini tercih ediyoruz. Fırından pembeleşince çıkarabilirsiniz. Çıktığı anda yumuşak olsa bile soğuduğunda kaskatı oluyorlar. Ağzında hemen dağılmasın diye ben oldukça gevrek pişiriyorum.
Biz bu bisküviyi diş kaşıma için kullanıyoruz. kızım muhallebi yemediği için tahıl alması amacıyla bir bisküviyi bazen yoğurduna ekliyorum, bazen de meyvesine ekliyorum. Özellikle kiraz gibi çok sulu meyvelerde bisküvi ekleyince yedirmesi kolay oluyor.  
Aynı tarifi haşlanmış iki dilim elmadan yapacağınız püreyle, yazın şeftali püresiyle, kışın armut püresiyle de deneyebilirsiniz.

bebeğiniz için güzel bir çorba tarifi

karışık sebze çorbası

2 küçücük yeşil kabak
2 küçücük havuç
2 küçük diş sarımsak
1 iri baş kuru soğan
1 küçük boy patates
1 avuç taze fasulye (ayıklanmamış doğranmamış hali)
1/2 yemek kaşığı biber salçası
2 yemek kaşığı yulaf unu
50gr kadar tereyağ
zeytinyağı
tuz
1/2 litre kadar et suyu
1 lt kadar su

salçayı yağda kavurduktan sonra unu ekleyip kavurun, et suyunu kattıktan sonra sebzeleri küçük küçük doğrayarak ekleyin, en son kaynamış duru suyu koyun ve düdüklüde 30dk kadar pişirin (taze fasulye geç pişer olabildiğince küçük doğrayın). 
Blenderdan geçirin afiyetle içirin ;)

3 Ekim 2012 Çarşamba

çatışmasız ikna en doğru yol bence

Yaşlı bir adam emekliye ayrılır ve kendine bir lisenin yanında küçük
bir ev alır.
Emekliliğinin ilk bir kaç haftasını huzur içinde geçirir ama sonra
ders yılı başlar.
Okulların açıldığı ilk gün, dersten çıkan öğrenciler yollarının
üzerindeki her çöp bidonunu bağırıp, çağırarak tekmelerler.
Bu çekilmez gürültü günler sürer ve yaşlı adam bir önlem almaya karar
verir.
Ertesi gün çocuklar gürültüyle evine doğru yaklaşırken, kapısının
önüne çıkar onları durdurur
ve:

"Çok tatlı çocuklarsınız,
çok da eğleniyorsunuz.
Bu neşenizi sürdürmenizi istiyorum sizden.
Ben de sizlerin yaşındayken aynı şekilde gürültüler çıkarmaktan
hoşlanırdım, bana gençliğimi hatırlatıyorsunuz.
Eğer her gün buradan geçer ve gürültü yaparsanız size her gün 1 dolar
vereceğim" der.

Bu teklif çocukların çok hoşuna gider ve gürültüyü sürdürürler.
Birkaç gün sonra yaşlı adam yine çocukların önüne çıkar ve onlara
şöyle der:
"Çocuklar enflasyon beni de etkilemeye başladı bundan boyle size
sadece 50 sent verebilirim."

Çocuklar pek hoşlanmazlar ama yine devam ederler gürültüye. Aradan
birkaç gün daha geçer
ve yaşlı adam yine karşılar onları:
"Bakın" der,
"Henüz maaşımı alamadım,
bu yüzden size
günde ancak 25 sent verebilirim,
tamam mı?"

"Olanaksız bayım" der içlerinden biri,
"Günde 25 sent için
bu işi yapacağımızı sanıyorsanız yanılıyorsunuz.
Biz işi bırakıyoruz."

(Alıntı. Kaynak: anonim)

Her yaşta çocuğun, hatta her yaşta insanın, karşıtınız haline gelip size karşı direnç oluşturmadan ikna edilebileceğine inanıyorum. Çatışmasız ikna en doğru yol. İkna edilen durumun farkına vardığında da (varırsa) yeniden geri dönmeyecek, cebinde bir hayat tecrübesiyle yoluna devam edecektir.))